Gazeteci Ali Avcu, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) mevcut durumuna ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Avcu, partinin yıllar içinde özünden uzaklaştığını ve bu nedenle halkla güçlü bir bağ kuramadığını ifade etti.

Avcu’ya göre, CHP’nin en büyük meselesi kendi özüne yabancılaşması. Partinin içine “gerici unsurlar, çıkarcı belediye odakları, delege simsarları ve sağa savrulmuş isimlerin” doldurulduğunu belirten Avcu, bu tablonun partide derin bir eksen kaymasına yol açtığını söyledi.

Ali Avcu: “Sol Değerler Terk Edildi”

CHP’nin bir dönem demokratik sol ve sosyalist değerlerin savunucusu olduğunu hatırlatan Avcu, zamanla sağa kaydığını, halkçı ve emekten yana çizgisini terk ettiğini dile getirdi. Anti-emperyalizm konusunda bulanık bir tutum sergilendiğini, Misak-ı Milli politikalarında ise yön kaybı yaşandığını ifade etti.

Avcu, CHP’de laiklik hassasiyetinin yalnızca kâğıt üzerinde kaldığını, parti saflarında laiklik karşıtı tutum sergileyen isimlerin varlığının bilindiğini, buna rağmen yönetimin sessiz kaldığını söyledi. Ekonomi politikalarında da kamucu anlayışın terk edilerek küresel pazar ekonomisinin benimsendiğini vurgulayan Avcu, özelleştirmelere karşı CHP’nin göstermelik itirazlarla yetindiğini öne sürdü.

“Milli Güvenlikte Çıkış Yok”

Cumhuriyet’in temel ilkeleri, milli güvenlik ve güvenlik kurumlarının yeniden yapılandırılması gibi hayati konularda CHP’den net bir çıkış duyamadıklarını kaydeden Avcu, “Güvenlik kurumlarını yeniden inşa edeceğiz diyemeyen bir partinin halkı ikna etmesi mümkün değildir” değerlendirmesinde bulundu.

Avcu, sağlık, eğitim ve barınma gibi sosyal devletin asli görevlerinde CHP’nin güçlü bir itiraz ortaya koymadığını da belirtti. Özel okullar, özel sağlık sistemi ve betonlaşmanın önünü açan düzenlemelere karşı partinin net bir tavır almadığını söyledi.

“Gerçek Umut İçin Köklere Dönüş Şart”

Sonuç olarak CHP’nin halkla sahici bir bağ kuramadığını savunan Avcu, mitinglerde yalnızca partililerin bir araya geldiğini, geniş kitlelere ulaşılamadığını dile getirdi. CHP’nin gerçek bir umut olabilmesi için önce kendi içindeki sorunları çözmesi ve kurucu değerlerine dönmesi gerektiğini vurguladı.

Elif Garip